Terör Nasıl Sona Erer?
Terörü lanetliyoruz, kınıyoruz, hem de şiddetle kınıyoruz. Çünkü acılarımız her gün daha da büyüyor. Lanetleme ve kınama, bir öfke ifadesi… Kişisel çıkarlarımız dışında kalan sevgi ve öfke, temel değerlerle ilgili duygusal dışavurum ve kişiyi olumlu veya olumsuz yönde harekete geçirebilecek motor güç…
Terörü lanetlemek bir tepki biçimi… Aslolan terörü sonlandırmak… Bunun için terörün nedenlerini sorgulamaya mecburuz. Neden bir insan, hem kendi, hem de başkalarının yaşamına kıyar? Özellikle belli odaklardan yönlendirilen bu olaylara iten, sevk eden neden nedir? Olayın asıl nedenini bilmezsek, problemi kökünden çözmek için adımlar atamayız.
Bir yerde yangın var, yangının nedenini bilmezsek, yangını söndürmeye çalışsak da yangın büyümeye devam eder. Doğalgaz borusu patlamışsa, doğalgazı kapamaya, orman yanıyorsa hava koşullarını da dikkate alarak bir yerde bariyer oluşturmaya mecburuz. Yalnızca yangını söndürmek, yayılmaya müsait yangınları sona erdirmez. Sivrisinekler bölgeyi sarmışsa, sivrisineğin oluşum nedenini, kaynağını bilmeye mecburuz. Aksi takdirde salt ilaçlamakla sivrisineklerin sonunu getiremeyiz.
Yangını çıkaranlara veya sivrisineğin oluşumuna neden olanlara sabah-akşam lanet okusak, bu öfke, bizi problemin kökten çözümü yönünde harekete geçirmiyorsa, bu yalnızca duygusal patlamaya, kontrolsüz davranmaya ve slogana dönüşür.
Terörün nedeni ne olursa olsun, beni ilgilendirmez diyen biri, kural ve ahlak tanımayan rakibiyle gözü kapalı dövüşmek isteyen birine benzer.
Evet, onlarca farklı amaç güden terör eylemi var. Dünkü terörün amacı farklı, bugünkü terörün amacı farklı olabilir. Terörün amacı derken, terörü gerçekleştiren kişi veya kişilerin amacını kastediyorum. Terörü gerçekleştirenler; deli, sarhoş, heyecan yaşamak isteyen manyak veya salt kişisel menfaat uğruna bir anlık öfkeye kapılmış çılgın kişiler olmadıklarına göre, kendilerine bir gerekçe bulmuşlardır. Hem de öyle bir gerekçe ki kendi yaşamlarına bile son vermektedirler.
İşte bu gerekçe doğru veya yanlış bir bilgiye dayanmaktadır. Bu bilgiler; akılla, mantıkla, ahlakla veya dinle uzlaştırılamıyorsa, beyin yıkama yoluyla edinilmiş safsata ve hezeyanlar olmalıdır. Bilgi sanılan bu safsata ve hezeyanlar, katliamlara ve kıyımlara yol açmaktadır.
Birileri, çürük de olsa, bulduğu, ‘bazı insanlar bazı nedenlerden dolayı öldürülebilir’ malzemesiyle, bu safsata makinesini gece-gündüz çalıştırmaktadır. Evet, teröre kaynaklık eden bu malzemeleri ve makineleri bilmeye ve alternatif mekanizmaları çalıştırmaya mecburuz. Aksi takdirde kendi mahallemizde, kendi sokağımızda, kendi apartmanımızda ve hatta kendi evimizde bu malzemeleri ve makineyi kullananlar, aynı amaçla bize de zarar vereceklerdir.
Evet, terörü gerçekleştiren kişi veya kişiler, neden, hangi gerekçeyle bu kadar vahşice ve barbarca davranabiliyorlar? Öldürme, katliam yapma nedenleri nelerdir? Onlara ne öğretilmiştir? Bu insanlara gece-gündüz, bazı kişileri öldürmenin meşruiyeti propagandası yapılarak beyinleri yıkanmaktadır.
Bu dayanaklar bilinmeden ve bu dayanakların dayanaksızlığı ortaya konmadan ve ilgili ilişkili tüm insanlara yönelik daha üst perdeden, daha bilinçli, daha kararlı bir ikna mücadelesi verilmeden sıradaki ölüm makinelerinin nereden çıkacağını bilemeyiz. Bu yüzden onların bu kara propagandalarını geçersiz kılacak, onların tezlerini çürütecek, onların sihirlerini yutacak bilinçli ve donanımlı insanların ürünler ortaya koymasına, onların desteklenmesine ve bu çalışmaların, her tarafa acilen ulaştırılmasına ihtiyaç var.