Haberlerden Haberdar Olmayan Araformlar

İnsanlar, medya araçlarının verdikleri mesajlara karşı doğru tepkiler geliştirmezlerse, zamanla duyarsız hale geliyorlar; katliamlar, ölümler, zulümler, haksızlıklar film gibi izleniyor; bilinçli ve duyarlı tepkiler ortaya çıkmıyor. Medya araçlarını kullanmayanlar ise, ülke ve dünya haberlerinden bi-haber oluyor.

 Kırsalda insanlar, köy veya mahalle meydanında toplanırlar; birbirleriyle konuşur veya kaynaşırlar. Bu sayede, mahalledeki hemen herkes, çevresinde olup bitenlerden haberdar olur. O ortamda bulunmayan kişi ise, orada bulunan ev halkından veya hemen yanıbaşındaki komşusundan haberleri öğrenir. Köyün veya mahallenin gündemine yabancı olmaz.

 Kente sonradan yerleşen insanların pek çoğu, kent yaşamına ancak birkaç nesil sonra adapte olurlar. Kentte pek böylesi meydan oluşturamazlar veya kahvelerde toplaşırlar. Ancak birkaç tanıdık hakkında edinecekleri haberler dışında kentin, ülkenin ve dünyanın gündemine yabancıdırlar. Öyle ki aynı apartmanda oturan insanlar, yanı başlarında çok ciddi olaylar yaşansa bile bundan pek haberleri olmaz.

 Kentte ülkenin gündemini; toplumun ileri gelenleri, sosyal grupların öncüleri, siyasiler, işadamları, toplumda ortaya çıkan beklenmedik olaylar belirler. Sanal ortamlardaki haber siteleri; bunları, büyük ölçüde yazıyla, kısmen, görsel ve görüntüsel olarak haber yapar. Bunlardan ancak internet kullanan ve ilgili sitelere gidenler haberdar olur. Eski zamanlarda radyolar, günümüzde ise televizyonlar, anahaber bültenlerinde ülkeyi etkileyen haberleri canlı olarak aktarırlar. Ülkenin gündemini merak edenler, anahaberleri kaçırmak istemezler. Haber açısından kamuoyunu en fazla etkileyen araç, hâlâ televizyonlardır. Çeşitli kanallardaki bu haberler her kanalın, kendi perspektifinden sunulur.

 Kentli yaşama ayak uyduramayanların çoğu, anahaberleri izlemeyi gereksiz bulur. Kentli ile köylü arasında kalan bu araform tipler, haber sitelerinin ciddi takipçileri değillerse, ülkede ve dünyada yaşanan pek çok şeyden habersizdirler. Çoğu kere gündemi birkaç hafta geriden takip ederler. Bazen ülkede tartışılan çok ciddi konulardan birkaç ay sonra haberleri olur veya hiç olmaz.

 Haberlerden haberdar olmak yetişkinlik halidir. Dine veya ahlaki bir sisteme sahip iseniz, onun birtakım kriterleri vardır. Yaşam hakkı, emeğe saygı, insan onuruna saygı, hakların korunması, sorunlar karşısında adil olmak gibi… İşte anahaberler, genel olarak bu kriterleri çiğneyenleri veya o kriterlere sahip çıkanları konu edinir.

 İnandığın kitapta, “Zarar verme, haksızlık etme, saygılı ol, şiddetten uzak dur,  çalma, sabırlı ol, merhametli ol” gibi kriterler yer alıyorsa, bu kriterlerin takipçisi olman gerekir. Dolayısıyla bu kriterleri çiğneyenlerin, çiğneme gerekçelerinin ve sonuçlarının haberler aracılığıyla takip edilmesi gerekir. Eğer insani duyarlılığa sahip isen sende bir tepki oluşur; fiili, sesli veya sessiz bir tepki… Eğer dışarıda olup bitenler, diğer bir ifadeyle haberler seni ilgilendirmiyorsa, ancak senin ayağına basılırsa feveranı koparırsın, kendini ahlak abidesi sanırken bencil olarak bütün bir hayatını heba edersin.

 Bir örnek olarak; kırmızı-mavi çakar lambalarıyla yoğun trafikte emniyet şeridinde son sürat ilerleyen ve ani kornalarıyla taciz eden ve öndeki trafiği daha da tıkayanlardan özürsüz geçenler, kendilerince uyanık, esasında bir çeşit hırsızdırlar. Onlar, insanların zamanını çalıyor, ahlaki erozyona çanak tutuyor ve iyi insanların sabrını zorluyorlar. Bu kişilerin eline fırsat geçince, daha büyük hırsızlıklar yapacaklarından kimsenin kuşkusu olmasın. Bir de alacağı cezadan dolayı o şeride geçemeyenler var. Korkularından geçmiyorlar. Bir ceza olmayacağından emin olsalar, gör o zaman keşmekeşi.

Emniyet şeridini ihlal edenlerin veya kırmızı ışıkta geçenlerin, ne tür felaketlere neden olduklarını ve onlarla ilgili muhtemel önlemleri, ancak haberler sayesinde sıcağı sıcağına öğrenebiliyoruz. Mahallede, kentin gösteri merkezlerinde, okullarda, hastanelerde, sokakta, trafikte, metroda, alışveriş merkezlerinde ne yaşandığı, halkın gözünün içine sokulması (zoomlanması), genel olarak anahaberler yoluyla olmaktadır.

Dünyanın, ülkenin ve kentin haberlerine yabancı olanlar, insanların gerçeklerine de yabancı oluyorlar. İnsanların gerçeklerine yabancı olanlar ise, emeğe değer vermiyor, sorunlarla baş edemiyorlar; en küçük sorunda bile, konunun üzerini örtmeyi, ortamdan uzaklaşmayı, kaçmayı veya hırçınlaşmayı seçiyorlar.

Bu durum, yetişkin davranamamaktan, ileri yaşlarda bile lümpen psikolojisiyle hareket etmekten kaynaklanıyor. Lümpen Psikolojisi için şu yazımı okumanızı öneriyorum:

Emek-Değer İlişkisi ve Lümpen Psikolojisi

Turgut ÇİFTÇİ

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir