Bırakınız Rahatsız Olsunlar

Rahatsız olmak salt olarak kötü bir şey midir? Rahat olmak her zaman iyi bir şey midir?

Vücudumuzdaki tüm duygular bizim iyiliğimiz için vardır. Öfke, iğrenme, kızgınlık, huzursuzluk… Tüm duyguların bize anlatmak istediği, bizim görmemiz gereken bazı gerçekler vardır. Bu duygular vücudumuzun bize uyarılarıdır.

Biz hep rahat bir hayat yaşamaya çalışsak da; değişim için gerekli bilinci-motivasyonu rahatsızlıklarımız sağlar. Her şeyden sürekli rahatsız olmaktan bahsetmiyorum elbette. Yanlış ve kötü giden, zarar veren şeylerden rahatsız olmaktan bahsediyorum. Bundan bahsediyorum çünkü herkes yanlışlardan rahatsız olmuyor. Hatta bir kısımları doğruları duymaktan rahatsız oluyor. Örneğin, Çıplak olan krala “kral çıplak” demek kral için oldukça rahatsızlık verici olabilir. Bazıları doğru söz söylememeyi, gerçeği göstermemeyi bir meziyet gibi sunarlar. Gerçekliğin tüm çarpıtılmış halini kabul ederler. Böylece kendi çarpıtmaları da kabul görebilecektir.

Söylenen sözler, sizi geliştirecek bir şeyse bırakın söylesinler. Mesela düzgün yapmadığınız bir işten dolayı amirinizin sizi uyarmasından rahatsız olmaktan çekinmeyin. Rahatsız olun ki bir dahakine dikkatli olun. Ailenize yapmanız gereken sorumluluklarınızı yapmıyorsanız birileri uyarılarıyla sizi rahatsız etsin. Arkadaş ortamlarında ilişkilerinize zarar veren tutum ve davranışlarınız varsa, bir arkadaşınız sizi yüzleştirsin. Siz kanser olabilecekseniz, bırakın çevrenizden birileri uyarılarıyla konfor alanınızdan çıkarsın. Çünkü sizi gerçek anlamda düşünen kişilerle ilişkiler kurmak, uyararak sizi rahatsız etmenin riskini alan kişiler bulmak kolay değildir. Ancak çevresindekilere duyarlı bakmayan insanlar hiçbir şey için çaba sarf etmezler.

Uzun vadedeki huzur ve mutluluğu düşünenler uzun vadeli planlar yaparlar. Uzun vadeli plan yapmayanlar, kısa vadedeki rahatları için büyük acılar/sancılar çekebilirler. Bu insan ilişkilerinde de böyledir. Yani ŞU ANDAN rahatsız olmak, uzun vadeli bir bilincin göstergesidir. RAHATSIZLIKLAR, uzun vadedeki oluşacak problemleri görüp buna göre tedbirler almak için bir iteçtir. Kötülükten/ haksızlıktan rahatsız olmak kadar, rahatsızlığı sürdürmek ve değişim için bir mücadele vermek birçok kişi için lüks olabilir.

Biri apaçık zarar veren bir yanlış yapıyor. Biri diyor ki:

“O öyledir zaten.”

Bir başkası “O delidir zaten.”

Bir başkası “O hasta zaten.”

“Onun psikolojisi hassas zaten.”

“Onun üzerine çok gidilmemeli bence.”

“Ona hiçbir söz fayda vermez bence.”

“Onun annesi yok zaten, hoş görelim.”

“O babasız büyümüş zaten, hoş görelim.”

“Onun şöyle güzel özellikleri var zaten.”

Unuttuğumuz bir şey var: “Değişim herkes için mümkündür.”. İnsanların hepsi insandır. Herkesin duyguları, düşünceleri vardır ve değişebilir. Herkesin hassas veya değişime açık olduğu anları vardır. Kötülükler türüyorsa bunun sebebi olaylardan rahatsız olmayan ve meşrulaştıran birilerinin olmasıdır. Değişime inanmayan, değişime inandığında alması gereken sorumluluğu almak istemeyenler değişime karşı çıkarlar.

Bu sebeple ailesini, akrabasını tanımayan insanlar türüyor. Hak hukuk tanımayan, pervasızca istediği gibi davranabilen ve en ufak bir uyarı dahi almayan kişiler türüyor. Bunun sebebi uyarmayan, uyarıları engelleyen kişiler olmasındandır. Böylece kendileriyle yüzleşemez bu insanlar. Kendilerini pohpohlayan kişiler olduğu sürece kötülükler artarak devam edecektir. Bırakın en azından rahatsız ettikleri kadar rahatsız olsun insanlar.

Psikolojik terapiye gittiğinizde görürsünüz ki gelişiminiz için gerekli olan en önemli şey YÜZLEŞMEdir. Yüzleşme, kendi gerçeklerinizle yüz yüze gelme cesaretidir. Siz yapmadığınızda bunu bazen başkaları yapabilir. Ya siz RAHATSIZ OLUN ya da bırakın insanlar sizi güzel bir yolla rahatsız etsinler.

 

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir