Kur’an’da Sevgi ve Bekleyiş Kavramları

İnsanların çeşitli bekleyişleri ve beklentileri vardır.

Onların kişiliklerine, ilkelerine ve ilkesizliklerine göre değişkenlik gösterir bunlar.

Gözetleyici bekleyiş (terabbus):

Mahalle aralarında, sokak başlarında, evin pencerelerinde bekleyen insanlar vardır. Bu insanları sık sık o mekânlarda görürsünüz. Gözetleyici bekleyişleri vardır onların. Hatta gelene geçene takılır, akıl verirler. Şimdilerde ekranları başında bekleyenler de bu kervana katıldı. Bu insanlar, bir şeylerin gerçekleşeceğine inandıklarından dolayı veya harcadıkları bir emeğin sonucunu beklemiyorlar. Öylesine bekliyorlar. Geleni geçeni takip ediyorlar. Olanı biteni gözetliyorlar. Adeta dedikodu haber merkezleri gibiler. Aralıksız bakarlar, ara vermeden sağa sola kulak kesilirler. Topladıkları malumatı depolarında tutar; ilahi bir ilke veya ahlaki bir değerle yola çıkmadıkları için bu malumatın bir kısmını doğru, bir kısmını yanlış yorumlar, çevrelerine çoğu kez eksik ve çarpıtılmış bilgi verirler.

Bazı insanların hayatı beklemekle geçer. Birilerini bekler, birilerinden beklerler. Kimleri bekledikleri belli değildir. Ancak kimden bekledikleri bellidir. Herkesten bir şeyler beklerler. Adeta herkes onlara borçludur. Hesapçıdırlar; doğru işlerde hesap yaparlar. Oysa akıllı insan, doğru işlerin çetelesini tutmaz, yaptığı yanlışların hesabını ve muhasebesini yapar.

Hayatları karşılıklı çıkara dayalıdır. Bir adım atana bir adım atarlar, atmayana içlerinden atıp tutarlar. İçinde yaşadıkları dünyaya ve çevrelerine anlamlı bir şey katmazlar. Savundukları bir tez yoktur. Ama onlar beklerler, hep beklerler. Birilerinin gelmesini, birilerinin gitmesini…

Kimin başına nelerin geldiğini, geleceğini görmek için beklerler… Hayıflanırlar yaşananlardan… Kendilerince sonuçlar çıkarırlar. Anlamsız ve amaçsız biçimde sevinir ve üzülürler. Çıkamazlar dip kuyularından… Kimi, neyi sevdikleri belirsizdir. O yüzden neye sevinecekleri ve üzülecekleri de belirsizdir.

Değerler sistemine sahip olmadıkları için ölçüm aletleri, hangi iklim ve coğrafyada olursa olsun, kıbleye kendilerini koymalarından dolayı, nesnel ölçüm yapmaz.

Umutlu bekleyiş (recâ’):

Umutla bekleyenlerin amaçları, inançları vardır. Kendilerini adamışlardır bu amaca ve inanca… Hayatları, yaşanan sorunlar ve sıkıntılar üzerine düşünmekle, çözüm arayışıyla, emekle ve mücadeleyle geçer. Onlar, işleriyle meşguldürler.

Umutları vardır onların; insanlardan, gelecekten ve hayattan… Onları ayakta tutan işte bu ümittir, bu inançtır. Bozuklukları düzeltmek için çaba harcadıkları zaman, emeklerinin boşa gitmeyeceğine inanırlar.

Umutla beklerler; hayrı, iyiliği, güzelliği, doğruluğu, rahmeti, bereketi, verimi, kurtuluşu, barışı, adaleti,…

Umutla beklerler onlar; bir gün iyiliğin hakim olacağını, iyilerin döneceğini, bir araya geleceğini… Bunu bilir, buna inanırlar. O yüzden var güçleriyle iyinin, doğrunun, hakkın, adaletin işlerlik kazanması için çalışırlar.

Umuttur insanı yaşatan; onu canlı kılan, hayata canlılık katan, yüzleri güldüren, şarkılar söyleten… Umudunu kaybetmiş insan, hayatını da kaybetmiş, ama cenazesi henüz kaldırılmamıştır.

Umudun ümit ettiğine ilgisi, sevgisi vardır. Umutları söndürmek isteyenlere ise öfkesi ve kızgınlığı…

Hepimiz bekliyoruz birbirimizi, birbirimizden… Kimimiz kişisel çıkarlar bekliyor. Kimimiz ise yeter ki iyilik ve doğruluk olsun! Kime olduğunun ne önemi var! Yeter ki herkes iyi olsun, herkesin yüzü gülsün! Herkes gelişsin!

Umutla bekleyişimizin önünde engeller var:

Birbirimizi ezmeden, üzmeden yaşasak diye temenni ederiz! İşte bu, yatarak, her şeyi birilerinden bekleyerek olmuyor. Çünkü hep tüketiyoruz; kendimizi, çevremizi, dünyamızı… İhtiyaçtan fazlasını tüketmekten vazgeçmeliyiz. Başkalarının emeklerini tüketmek konusunda daha hassas olmalıyız. Çalışmaya mecburuz. Yoksa umutlar suya düşer, hayal olur.

İnsanların çeşitli ilgileri, istekleri ve sevgileri vardır.

Onların kişiliklerine, ilkelerine ve ilkesizliklerine göre değişkenlik gösterir bunlar.

İçgüdüsel istek/sevgi (meveddet):

Kimileri çiçek, böcek, kedi, köpek sevgisiyle insan sevgisini birbirine karıştırıyor. Gerçi bunlar arasında bile derece farkı vardır.

Çiçek sevgisi, çiçeğin kokusu sona erinceye veya o soluncaya kadardır. Böcek sevgisi, böceğin önünüzde durduğu kadardır. Kedi sevgisi bıkıncaya kadar, köpek sevgisi ona ilgimiz olduğu kadardır.

Bazıları, insanları, çiçek-böcek, kedi-köpek sever gibi seviyor. İlgisini çektiği kadar, bıkıncaya kadar, soluncaya kadar… Sonra da buna sevgi diyor. İçgüdüsel isteklerini sevgi diye tanımlıyor.

Sağlam temellere dayanmayan sevginin dostluğu gevşek ve soğuktur.

Bilinçli sevgi (muhabbet):

Esasında sevgi, bilinçli bir eylemdir. Muhataplarımızla ortak noktalarımız arttıkça onlara yakınlık, ilgi ve sevgi duyarız. Olumlu özellikleri, doğru tutum ve davranışları beğeniriz.

Kararlı biçimde hakkaniyete önem veren dürüst insanlar bizlere güven verirler. Güvenilir insanlar isteriz çevremizde… Güvendir bizi birbirimize bağlayan… Bizi birbirimize bağlayan güvenin adı zamanla sevgi olur. Bağlılık duygusu, hakkaniyetle birlikte yürür. Sevgi, emekle ve zamanla oluşur. Zamanın önemi, davranışlardaki kararlılığı ve istikrarı görmek içindir. Verilen emeğin kökleşmesini görmek ister insan… Ancak böyle oluşur güven… Ne kadar derinlere kök salarsa, o kadar güven artar.

Bazılarının umudu da, sevgisi de kurumaya yüz tutmuştur. Sevdiğini sudan, ışıktan, ısıdan mahrum eder, sonra da ondan umut ve sevgi bekler.

Doğru ve iyi insanların umudu bitmediği gibi sevgisi de bitmez. O gittiği yere umut ve sevgi götürür. O, sevgiyi kalıcı kılmak ister.

Sevgi yormaz, bıktırmaz; güzel kokular yayar. İnsana kendini iyi hissettirir. Sevgiyle yaşananlar insanı geliştirir. Onunla her defasında bir şeyler öğrenirsiniz. Kendinizin ve kendi dışınızdaki her şeyin anlamını fark eder, amaçlı yaşamın önemini kavrarsınız.

Sevgi solmaz; güzel çiçekler açar; insanı ümitsizlikten kurtarır. Hayata ve geleceğe dair beklentiler daha gerçekçi bir zemine oturur. Oysa insanlardan beklenti içinde olanlar, endişe ve korku içinde yaşarlar. Hayata ve geleceğe dair beklentilerimiz, umutlarımızdır. Biliriz ki umutlarımız, verdiğimiz emeğe göre sonuçlanır. İlahi adalet bilinci, bu umudu hep canlı ve aktif tutar.

Sağlam temellere dayanan sevginin dostluğu sıkı ve sıcaktır.

KONUYLA İLGİLİ YAZARIN DİĞER YAZILAR

Saygı ve Sevgi Üzerine

Sevgi, Enerji Kaynağı ve Umut Deposudur – Tembellik ve Sevgi Üzerine

Sevgi, Umudunu Kaybetmez (ŞİİR)

 

 

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir