İlkokul Mezunu Bile Olmayan Çoban 3 Kitap Yazdı

Şanlıurfa’dan Ankara’ya kitap okuyarak yürüyen, ilkokul mezuniyeti bile olmayan çoban şair Ahmet Aslan, koyun otlatırken bulduğu ilginç taşlardan esinlenerek 3. kitabını yazdı. Ahmet Aslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 10 yıl önce iş bulamadığı için Şanlıurfa’dan yola çıktığını, bir yakınının yaşadığı Konya’nın Cihanbeyli ilçesine geldiğini söyledi.

“Burada ne iş yapabilirim” diye düşünürken çobanlığın, ailesinin geçimini sağlayacak parayı kazandırabilecek bir iş olduğunu öğrenip, Gölyazı beldesine bağlı bir köyde işe başladığını anlatan Aslan, “2 yıl burada çalıştım, ardından Yenicoba beldesinde çobanlığa devam ettim. Daha sonra da ailemle beraber Cihanbeyli ilçe merkezine yerleştim” dedi.

Çobanlık yaparken çok boş zamanı olduğunu bunu okuyarak değerlendirmeye başladığını anlatan Aslan, öyküsünü şöyle anlattı:

“Ben Şanlıurfa’da ancak ilkokul 3. sınıfa kadar okuyabildim, ilköğretim okulu mezunu bile değilim. Ancak okumak, özellikle de şiir kitapları okumak bende zamanla bir tutkuya dönüştü. Küçük kâğıt parçalarına kendi şiirlerimi yazmaya başlamıştım, bunu kitap haline getirdim. ’Bütün kuşları alkışlamaya gidiyorum’ isimli bu şiir kitabım, gazetecilerin yaptığı haberin ardından Türkiye gündeminde ses getirdi. Bu hevesle ’İdil’ isimli ikinci şiir kitabımı da yazdım, bu da ilgi uyandırdı. Son olarak da koyun otlatırken bir gazete parçasındaki şiir haberinden yola çıkarak Bursa’nın Yıldırım ilçesine gittim. Burada yaşadıklarımdan etkilenerek de ’Peron Nilüfer’ isimli öykü kitabımı kısa süre önce yazdım, baskısı tamamlandı. Bu kitaptaki kısa öykülerin çoğu kendi yaşadıklarım.” Bu son kitabında “insanı, yaşamı ve çobanlığımla ilgili ilginç anıları” konu edindiğini vurgulayan Ahmet Aslan, “2008 yılında benim yetiştiğim ve ait olduğum kırsal kesim insanına kitabın önemini anlatmak için asıl memleketim olan Şanlıurfa’dan Ankara’ya tam 809 kilometre kitap okuyarak yürüdüm. Bu eylemim de basında geniş yer almıştı” dedi.

Aslan, son kitabını yazarken en çok, koyun otlatırken bulduğu, insan ve hayvan yüzlerine çok benzeyen, kendiliğinden doğal etkiyle şekillenmiş ilginç taşlardan esinlendiğini, kitabında bu taşların fotoğraflarına da yer verdiğini belirterek, şöyle devam etti:

“Bu taşlar, İstanbul’da müzesi olan Sunay Akın’ın da dikkatini çekti. Hatta taşlardan 4’ü şu an onun müzesinde bulunuyor. Bu taşlardan toplamaya devam ediyorum, şu an bu ilginç görünümlü taşların sayısı 20’yi aştı. Bu taşlarla bir taş müzesi kurmayı kafama koydum. Binlerce yılda doğal etkiler sonucu şekillenen bu taşlar beni adeta cezp ediyor, bu işi çok önemsiyorum. Bu taşların sayısı bir müze kurulacak sayıya ulaştığında, bugüne kadar çobanlıktan kazandığım birikimlerle bile olsa ’İlginç Taşlar Müzesi’ adı altında bir müzeyi hayata geçireceğim.”

Kaynak: Anadolu Ajansı

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir