İslam’da Kölelik Yok, Dünya’da Kölelik Var

İslam, insanın onurlu ve özgür bir yaşam sürmesi üzerine kurulu bir din. Ki affedilmez suç olarak gösterdiği olgu şirk (Allah’a ortaklar isnat etme) kavramı; insanın başkalarına kul-köle olması, onların her dediğini kendi aklını, vicdanını rafa kaldırarak hiç koşulsuz yapması, kötülükleri meşrulaştırması anlamına gelmekte.

Din adı kullanılarak yaşanan zulümler, insan canına, malına yapılan haksızlıkların temelinde haramların helal gibi görülmesi, gösterilmesi var. Allah’tan başka birilerine de haşa Allah gibi muamele edilmesi sonucunda, kötülükler, haksızlıklar olağan, normal yani meşru algılanıyor hatta başkalarına yapılan kötülüklerden sevaplar kazanarak cennete gidileceği gibi korkunç inançlar türetiliyor.. Bu, zincirleri zihinsel, sonuçları tüm insanlığı bağlayan en yaygın kölelik çeşidi Dünya’daki.

De ki: “Ey Kitap Ehli, bizimle sizin aranızda ortak olan bir ilkeye (tevhide) gelin. Allah’ın yanı sıra başkalarına kulluk etmeyelim, O’na hiç bir şeyi ortak koşmayalım ve Allah’ın yanı sıra bir kısmımız (diğer) bir kısmımızı Rabler edinmeyelim.” Eğer yine yüz çevirirlerse, deyin ki: “Şahid olun, biz gerçekten Müslümanlarız.” ÂLİ IMRÂN suresi 64. ayet

 

“Allah`ın kendisine kitap, bilgi ve peygamberlik vermiş olduğu hiçbir kişinin kalkıp da insanlara: “Allah’ın yanı sıra bana da kul olun” diyebilme yetkisi yoktur. Ancak: “Kitab’ı öğretmekte ve ders alıp vermekte olmanız sebebiyle Allah yolunun erleri olunuz!” der. ÂLİ IMRÂN suresi 79. ayet

 

“Şöyle ki, Allah’tan başkasına kul olmayın! Ben size O`nun tarafından müjdelemek ve uyarmak için gönderilmiş bir peygamberim!” Hud Suresi 2. Ayet

“İslam neden köleliği yasaklamadı” sözü gerçeği yansıtmıyor bu anlamda. İslam sıcak savaş esnasında yakalanan, düşman safındaki kişilerin tutsaklığının bile savaş bitiminde bitirilmesini emretmiştir. Bunun için birinci yolu karşılıksız olarak salıvermek, ikinci yolu da fidye karşılığında salıvermek, diye anlatırken savaş tutsaklarının salıverilmesinde öncelikli yolu karşılıksız biçimde serbest bırakmak olarak göstermiştir.

 

“Sonunda üstün geldiğinizde onları esir alın; onları ya karşılıksız ya da fidye karşılığında salın. Savaş durumu kalkıncaya kadar bunu uygulayın.” Muhammed Suresi 4. Ayet

Bu konuyla ilgili rivayetlerde de Hz. Peygamber dönemindeki uygulamalarda, savaş tutsaklarının serbest bırakıldığı görülmektedir. Bedir Savaşı’nın ardından bir grup savaş tutsağı karşılıksız, bazıları fidye karşılığında bazıları da okuma yazma bilmeyen on müslümana okuma yazma öğretmeleri karşılığında serbest bırakılmıştır.[1]

Kuran’ın gönderildiği dünyada tıpkı bugün olduğu gibi hizmet sektöründe çalışan; temizlik işleri, yemek işleri, bakım işleri gibi işlerden sorumlu kişiler vardı. Toplumdaki doktorların, mühendislerin, öğretmenlerin, yöneticilerin, hasta ve çocukların beslenme, temizlik vb sektörlerdeki ihtiyaçlarının karşılanması hep gerekli olacaktır. Fakat temel sorun bu hizmeti yapan kişilere gösterilen muamelenin insanca, hakça olup olmamasıdır. Onları ezmeden, ezdirmeden, emeklerinin karşılığını gereği gibi vererek, hizmet sektöründeki kişilere köle muamelesi yapmadan, onların da özgür iradesi olan, ailesiyle kaliteli bir yaşam sürebilecek ekonomik gelir ve itibar düzeyine sahip olabilmeleri için çalışma şartlarının insanca, adil imkanlara ulaştırılması hedefi 1400 yıl önce konmuştur.

Buna yönelik olarak pek çok ayette; İslam gelmeden önce köleleştirilmiş olanların özgürleştirilmesine uygun adımlar atılması emredilmiş, en kıymetli eylem, büyük hedef olarak kölelerin özgürleştirilmesi gösterilmiştir.

“Zor yolun ne olduğunu bilir misin?
Köleleri özgürlüklerine kavuşturmaktır”
 BELED suresi 12. ayet

” Allah rastgele ettiğiniz yeminlerden sizi sorumlu tutmaz. Ancak bile bile ettiklerinizden sizi sorumlu tutar. Yemininizi bozarsanız cezası, ailenize genellikle yedirdiğiniz yemeklerden on yoksulu doyurmak veya giydirmek veya bir köleyi salmaktır. Kim bulamazsa üç gün oruç tutmalı. Bu, bile bile ettiğiniz yeminlerinizin cezası. Yeminlerinizi tutun. ALLAH güzel karşılık veresiniz diye ayetlerini böyle açıklıyor.” MAİDE suresi 89. Ayet

Özgürlük, kimsenin hizmet sektöründe çalışmaması demek değildir. Özgürlük, hizmet sektöründe çalışanların aşağı görülmediği, işlerini severek yapacak kadar gelir ve toplumsal kabul gördükleri itibara sahip olarak bu işleri yapmak istemeleridir. Bugün ünlü yemek şefleri yüksek düzeyde gelir ve itibara sahipken kimse onların köle olduğunu iddia edemez. Ama ABD’de bile bir fast food dükkanında çalışan üniversite mezunu bir yabancı ülke vatandaşının köleden farksız çalışma saatleri ve şartlarında olduğunu herkes görür.

İslam’ın geldiği ortamda, kölelerin özgürleştirilmesi bir süreçtir, çünkü kimsesiz, evsiz, köksüz kalmış köle konumundaki bir insanın, bir anda sokağa atılması onun için bir özgürlük değil zulüm olacaktır. Bu sebeple yaşam koşullarının yükseltilerek eğer devam etmek istiyorsa işinin sınırları ve şartları adil konuma getirilerek çalışmaya devam etmesi anlaşılabilirdir.

Batı’da Magna Carta[2](1215) Hz. Muhammed’in vefatından 583 yıl sonra Kral ile derebeyler arasında yapılan bir anlaşma olup, sadece özgür olan kişilere yönelik haksız muamele yapılamayacağı vurgularına sahiptir. Bu yüzden toprak kölelerinin hayatında bir değişim anlamına gelmemiştir. Bugün hala toprak işçiliği yapanların yaşamlarının özgür iradeleriyle kararlar alıp uygulayacak derecede yüksek bir ekonomiye sahip olmadığı biliniyor.

Dünya kölelik raporuna göre Dünya genelinde 40 milyon köle var.[3] Cinsel köle olarak kullanılanlar başta olmak üzere, insan kaçakçılığı, zorla çalıştırma, borç esareti, zorla evlendirme, çocukların satılması ve istismarı olarak tanımlanan; “modern kölelik” dünyadaki acı tablo olarak ulu orta durmaktadır.

İnsanın özgür iradesi ve insanca yaşayabilmesinin hiç edildiği, köle konumundaki milyonların bir kısmı, kendisini İslam olarak tanımlayan tutucu yaklaşımlardan kaynaklansa da geri kalan ciddi bir bölümü Çin gibi, Rusya gibi din karşıtı ülke politikalarının sonuçları olarak görülmektedir.

Dipnotlar:

[1] Hz. Peygamber esirlerin malî durumlarına göre 1000-4000 dirhem arasında para ödemelerini şart koştu. Bazı esirlerin karşılıksız olarak, okuma yazma bilenlerin ise on müslümana okuma yazma öğretmeleri şartıyla serbest bırakılmaları kararlaştırıldı. https://islamansiklopedisi.org.tr/bedir-gazvesi

[2] Magna Carta Libertatum, “Büyük Özgürlükler Sözleşmesi” 1215 yılında imzalanmış bir İngiliz belgesidir. Papa III. Innocent, Kral John ve baronları arasında, kralın yetkilerini karara bağlamak amacıyla imzalanmıştır Kralın bazı yetkilerinden feragat etmesini, kanunlara uygun davranmasını ve hukukun kralın arzu ve isteklerinden daha üstün olduğunu kabul etmesini zorunlu kılmıştır. Vatandaşların özgürlüklerini belirlemekten çok, toplum güçleri arasında bir denge kuran Magna Carta, kralın sonsuz olan yetkilerini din adamları ve halk adına sınırlamıştır. Magna Carta’nın 39. maddesi;

” Özgür hiç kimse kendi benzerleri tarafından ülke kanunlarına göre yasal bir şekilde muhakeme edilip hüküm giymeden tutuklanmayacak veya hapsedilmeyecek veya mal ve mülkünden yoksun bırakılmayacak veya kanun dışı ilan edilmeyecek veya sürgün edilmeyecek veya hangi şekilde olursa olsun zarara uğratılmayacaktır.” demektedir. MAGNA CARTA LIBERTATUM, Büyük Özgürlükler Sözleşmesi, A.Metin Uracin Avukat, İstanbul Barosu Dış İlişkiler Merkezi Başkanı

[3] https://www.haberturk.com/tv/yasam/haber/2067217-kuresel-kolelik-endeksi-yayinlandi-dunyada-40-milyon-modern-kole-var

https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-44899984

You may also like...

2 Responses

  1. Ibrahim dedi ki:

    Ben-i Kureyza soykırımında Peygamber ve cihatçıları tarafından yaşı 15 üstü olan bütün erkekler hendekler kazılmak ve o hendeklere sokulup kafaları kesilmek suretiyle katledilmiştir. Hatta vakanın aktörlerinden Hz. Ali sabahtan akşama kadar cellatlık yapmanın kolunu epeyce yordugu beyanatını kaynaklarda görmekteyiz. Beni Kureyzanın önderinin 15 yaşındaki kızı Muhammed kendisine cariye yapmıştır ve babası, kardeşleri ve bütün kabilesi öldürülen bu kıza katliam mahalinin kenarında geceden sabaha kadar tecavüz etmiştir

    https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Beni_Kurayza

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir